18 yaşıma bastıgimda birçok kişinin aksine üzülmüştüm, çünkü bundan sonraki yaşlarımın koşarak devam edeceğini biliyordum. Üniversite, yüksek lisans ve sonrasında kendimizi içinde bulduğumuz yoğun iş hayatı derken sizce de zaman su gibi akmıyor mu?
Kariyerimizin peşinden koşarken hayatı yaşamayı unutuyoruz galiba... Eskiden iş çıkışı arkadaşlarla buluşup yenilen yemekler, yapılan neşeli sohbetler de birçok şey gibi tarihe karışmaya başladı bile. Diğer şehirleri bilmiyorum ama İstanbul bizi fazlasıyla yoruyor, dolayısıyla psikolojik sorunlar ya da genel bir mutsuzluk hali var çoğu insanda. Unutmaya başladığımız değerlere yeniden hayatımızda yer verebilirsek herşey çok daha güzel olacaktır!!!
Kızımın gelişini beklerken bir kez daha anladım ki beni asıl mutlu eden özel hayatımdaki kazanımlarım. Artık işimdeki yoğunluk, stres, yapılan haksızlıklar hatta insanların bencillikleri bile canımı sıkamıyor. Fazla mesailer, hafta sonu çalışmaları da rafa kalktı benim için. 18.30’dan sonraki tüm vaktimi kızıma ve kızımla ilgili hazırlıklara ayırıyorum. Sanırım çocuk sahibi olmanın en eğlenceli aşamasındayız...
Bir de baby-shower yapacak mısın diye soranlar oluyor tabi ki... 3 kız kardeş olmak böyle zamanlarda daha bir anlam kazanıyor benden söylemesi. Hamileliğimin ilk haftalarında, kız kardeşlerim bu işe gönüllü olduklarını söylediler bile. Bana da davetli listesini hazırlamak kaldı...
Anne adaylarına öneriler;
ü Tecrübeli annelerden edindiğim bilgilere göre, bebeğinizin odasını 5 ya da 6.ay gibi almanız gerekiyor. Alınan odanın havalanması icin 3 ay gibi bir zamana ihtiyacınız var çünkü.
İşte kızımın odasının ilk görüntüleri...
“Çocuklar hayatın ölüme verdiği gözdağıdır.”
Süreyya Berfe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder